NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
89 - (1204) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وعمرو الناقد
وزهير بن حرب.
جميعا عن ابن
عيينة. قال
أبو بكر: حدثنا
سفيان بن
عيينة. حدثنا
أيوب بن موسى
عن نبيه بن
وهب. قال:
خرجنا
مع أبان بن
عثمان. حتى
إذا كنا بملل،
اشتكى عمر بن
عبيدالله
عينيه. فلما
كنا بالروحاء
اشتد وجعه.
فأرسل إلى
أبان بن عثمان
يسأله. فأرسل
إليه أن
أضمدهما
بالصبر. فإن
عثمان رضي
الله عنه حدث
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، في الرجل
إذا اشتكى
عينيه، وهو
محرم، ضمدهما
بالصبر.
[ش
(حتى إذا كنا
بملل) على
ثمانية
وعشرين ميلا من
المدينة.
وقيل: اثنان
وعشرون. حكاهما
القاضي عياض
في الشارق .
(اضمدهما
بالصبر) يقال:
ضمد وضمد.
ومعناه اللطخ.
وأصل الضمد
الشد. ويقال
للخرقة التي
يشد بها العضو
المأوف، أي
المصاب بآفة،
ضماد والصبر
بكسر الباء،
ويجوز
إسكانها،
دواء مر].
{89}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet
ettiler. Ebû Bekir (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki); Bize
Eyyûb b. Mûsâ, Nübeyh b. Vehb'den rivayet etti. (Demişki):
Ebân b. Osman ile
birlikte yola çıktık. Melel denilen yere vardığımız vakit Ömer b. Ubeydillâh
gözlerinden rahatsızlandı. Ravhâ'ya varınca rahatsızlığı şiddetlendi. Bunun
üzerine Ebân b. Osman'a sormak için adam gönderdi. Ebân da ona gözlerine sabır
çekmesi için haber gönderdi. Zîrâ Osman (Radiyallahu anh) Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"m ihrâmlı iken gözleri ağıran bir kimsenin
gözlerine sabır çektirdiğini rivayet etti; dedi.
90 - (1204) وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
حدثنا عبدالصمد
بن عبدالوارث.
حدثني أبي.
حدثنا أيوب بن
موسى. حدثني
نبيه بن وهب ؛
أن عمر بن
عبيدالله بن
معمر رمدت
عينه. فأراد
أن يكحلها
فنهاه أبان بن
عثمان. وأمره
أن يضمدها
بالصبر
وحدث عن
عثمان بن
عفان، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم ؛ أنه
فعل ذلك.
{90}
Bize, bu hadisi İshak b.
İbrâbim EI-Hanzalî de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü's-Samet b. Abdülvâris
rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb b. Mûsâ
rivayet etti. (Dediki): Bana Nübeyh b. Vehb rivayet eyledi ki, Ömer b.
Ubeydullâh b. Ma'mer göz ağrısına tutulmuş da gözlerine sürme çekmek istemiş,
Ebân b. Osman, onu bundan nehiy ile sabır çekinmesini emretmiş. Ve Osman b.
Affân'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yaptığını rivayet etmiş.
İzah:
Melel; Medîne'ye 28 mil
mesafede bulunan bir yerdir. Bâzıları 22 mil mesafede olduğunu söylerler.
Sabır: Acı bir ilaçtır.
Nevevî diyor ki. «Ulemâ
gözleri ve sair âzâyı, sabır gibi koku sayılmayan bir ilâçla tedâvî etmenin
câîz olduğunda müttefiktirler. Bundan dolayı fidye dahî lâzım gelmez. Fakat
koku sürünmek îcâb ederse, sürünür ve fidye verir. Ulemâ ihrâmlı bir kimsenin
kokusuz olmak şartıyla sürme çekinebileceğine dahî ittifak etmişlerdir. Bundan
dolayı da fidye lâzım değildir. Ancak zîynet için sürme çekinmek İmam Şafiî ile
diğer bir takım ulemâya göre mekruhtur. Ulemâdan bâzıları bunun yasak olduğunu
söylemişlerdir.
îmam Ahmed ile îshâk
bunlar meyânındadır,.
İmam Mâlik'den iki
mezhebe uyan iki kavil rivayet olunmuştur. Fidye lâzım gelip gelmîyeceği. Mâlikîyye
ulemâsı arasında ihtilaflıdır.»